2006 Almanya'nın ardından..

Başlatan mehmet yılmaz, 12 July 2006, 00:15:24

« önceki - sonraki »

mehmet yılmaz

Alıntı164 başrol oyuncusu adayı, 64 perdelik oyunda rol almak için ortaya çıktığında herkes ta en başından beri sonu merak ediyordu aslında. 164 önce 32' ye düştü ardından 16, 8, 4, 2 ve perde... Şampiyon İtalya. Çizme, 4. yıldızı göğsüne takmayı başardı.
2006 Dünya Kupası Almanya-Kostarika maçıyla başladığında; hepimiz 4-2' lik sonuçtan sonra, turnuvanın çok gollü geçeceği beklentisi içine girmiştik. Çünkü futbolun meyvesini seviyorduk. Dolaylı olarak çok da haksız sayılmayız. Önemli olan, forvetin topu sol bekin bacak arasından geçirmesidir. Kalıp bakakalmasıdır mesela..

Neyse, 8 grupta 32 takımla, 32 kısım tekmili birden başladı kupa. Tarihler 9 haziranı gösteriyordu ve 9 temmuza kadar evin en güzel köşeleri televizyonun tam karşısı oldu. Cipsler alındı, kolalar açıldı. Her şey hazırdı yani. Hoş geldin ya şehr-i Dünya Kupası dendi mesela. Grup maçları beklenildiği gibi geçti. Güçlüler zayıflara çok şans tanımadı anlayacağınız. Favori olup da gruptan çıkamayan takım yok gibiydi. Sürpriz yoktu yani. Gruplardan çıkan takımlar gerçekten İddia kuponlarını hiç yalanlamadı. Sadece E grubunda Çekler sürpriz yapar gibiydi. Hani, Koller, Baros, Poborsky biraz erken terk etti turnuvayı. Ama Appiah'tan dolayı desteklediğimiz tek takım olan Gana'nın ikinci tura çıkması bu sürprizi sevince dönüştürdü. Ayari ve Kais'li Tunus ise boynumuzu büktü.
İkinci turdaki eşleşmeler seri başlarının gruptan çıkması nedeniyle yine güçlü zayıf şeklindeydi. Ama özellikle Brezilya- Gana maçı çok güzeldi. Kazanmak isteyen Gana'ydı, ama Brezilya kazandı o başka. Bir de bu turda İsviçre-Ukrayna eşleşmesi bizim için ilginçti. Bu iki takım denk gibi duruyordu ama bunlardan daha denk olan takım Türkiye'ydi. Türkiye'miz finallere gidemediği ve bunun müsebbibi İsviçre olduğu ve yine Sepp Blatter'in İsviçre'nin içinden olmasından dolayı biz Ukrayna'yı destekledik. İsviçre de bizi kırmadı seri penaltı kaçırışları ile Ukrayna'yı çeyrek finalist yaptı. Yine ikinci tur eşleşmelerinde Portekiz-Hollanda maçı seyre değerdi. Ama bu seyir zevki futbol oyunu açısından değil, hakem katliamı açısındandı; sözlerim yanlış anlaşılmasın. Rus İvanov kırmızı kartı bir Hollanda'ya bir Portekiz'e göstererek futbolun sonunu ( Sanki Rus ruleti gibi ) hazırladı. Buna Van Basten de katkıda bulundu. Portekiz maçı Maniche'nin golüyle 1-0 kazanarak çeyrek finalist oldu. Fransa da İspanya' ya acımadı. Ya da bu acımamayı Zidane ile Raul'e de kullanabiliriz. Zidane "bakmayın saçları döktüğüme ben hala ayaktayım" der gibiydi. Almanya İsveç' i Arjantin, Meksika'yı, İtalya, Avustralya'yı evlerine uğurladı. Gerçi İtalya'nın Avustralya'yı elediği maçtaki penaltı biraz şaibeliydi ama son karar hakemindi. Ve böylece büyükler en büyüğün kim olduğuna, ve hangisinin hangisine abi diyeceğine karar verebilmek için yollarına devam ettiler. Çeyrek finalle beraber heyecan yükseliyordu.
Almanya ev sahibi olarak gerçekten çok iyi bir sınav verdi. Almanya sokakları coşkuyu yaşadığı gibi şiddeti de yaşadı ama bu olaylar diğer kupalara nazaran daha azdı. Bu durumda İngilizlerin ve diğer holigan grupların Almanya'ya gelmemesinin payı var. Yaşanan diğer şiddet olayları da kamuoyuna yansıyacak kalibrede değildi. Ancaaak Almanya'nın Arjantin' i elemesi kalibrasyonu yüksek bir olaydı. Arjantin gönüllerin favorisiydi ve kendi adıma çok üzüldüm. Klose tıfıl teknik direktör Klinsmann' ı ipten aldı. Yeni dünyanın temsilcilerinden biri elenmiş oldu. Burada Arjantin için bir parantez açmak lazım. Pekermen ofansa dayalı Latin Amerika futbolunu klasik Avrupa savunmasına öykünerek harcadı. Lionel Messi gibi 2006 Almanya'nın adamı olabilecek çapta bir delikanlıyı kulübede bekletti. Oysa Messi, Arjantin' in Sırbistan - Karadağ' ı fiilen ikiye böldüğü merasimde bize minik yıldız ipuçlarını vermişti. Atılan altı gol Arjantin' in Maradona' lı yıllarını geri getiriyor gibiydi. Maradona tribündeydi ve Riquelme 10 numaralı formayı Maradona kadar doldurmasa da gayet şık taşıyordu. Velhasıl sonuçta Pekermen' ın futbol pokerini çok iyi bilmediği anlaşıldı. Almanya penaltılarla Arjantin' i eledi. Ardından İtalya, Ukrayna'yı İtalyan asıllı(!) Şevçenko'ya rağmen 3-0' la geçti. Portekiz de İngiltere'yi yine penaltılarla eledi. Bu maçta da ilginç olan Rooney'nin kırmızı kart görmesiydi. Bu kart Rooney'nin acemiliği miydi yoksa gerginliğine mi kurban gitmesi bilinmez ama zokayı yutmada gayet usta olduğu aşikâr!. Örneğin, Portekizli Ronaldo da genç ama futbolun sadece top oynamaktan ibaret olmadığını iyi biliyor demek ki. Son yarı finalist Brezilya mı Fransa mı derken Brezilya bu kupada tat vermeyen futboluna devam etti. Eskilerin tabiriyle Berezilya rezildi ve Fransa da yarı finalist. Son dördün eşleşmesi Almanya- İtalya, Fransa-Portekiz oldu. Gök mavililer Nesta'nın yokluğuna, Totti'nin formsuzluğuna, şike skandallarının motivasyon bozukluğuna rağmen Grosso ve 31 yaşındaki Del Pierro' nun uzatmalardaki golleriyle ev sahibini üzdü. Portekiz- Fransa maçında ise acemi bir penaltı kararını usta bir penaltıcı gole çevirdi. Zidane giderayak döktürüyordu.
Ve final... İtalya sağlam savunma (Cannavaro), savaşçı orta saha (Gattuso, Pirlo) ve tek tabanca Luca Toni ile Zidane' lı Fransa nın karşısında daha etkin görüldü. Gol erken geldi ve İtalya da erken cevap verdi. Finali üç kelimeyle özetlersek: Materazzi, Zidane, Trezuguet. Malum Materazzi penaltıya sebep oldu, gol attı, Zidane'dan kafa yedi ve oyundan attırdı. Zidane; gol attı, Materazzi'ye kafa attı, son maçıydı. Trezeguet, penaltı kaçırdı.( Futbol budur işte altın golle İtalya'yı Avrupa şampiyonluğundan edersin, penaltı kaçırarak İtalya'yı şampiyon edersin.)
Zidane... Yazacak hem çok şey var hem hiçbir şey yok bu konuda. Kısaca mı? Son şampiyon İTALYA..

Akılda kalanlar:

- Gol kralı 5 golle Polonya asıllı Alman Miroslav Klose
- Asist kralı Arjantinli Juan Roman Riquelme
- Hiçbir maçta hat-trick olmaması
- Portekiz kalecisi Ricardo'nun bir maçta 3 penaltı kurtarması.
- 4 kırmızı kart, sayısız sarı kart, Rus hakem İvanov
- Yine bariz hakem hataları ve Sepp Blatter'in hakemleri eleştirmesi.
- Zidane'ın çenesinden damlayan ter.
- Türkiye'nin olmaması
- Ronaldinho'nun formsuzluğu ve heykelinin yakılması
- Ribery ( Yazacak hiçbir şey bulamıyorum )
- Kanal 1 faciası


Adnan YAVUZ

hasselbaink

bir kupa daha geride kadı. galiba gerçekten futbol olarak pek bir şey vermedi
tam bu kupanın nesini hatırlayacağız derken Zidane çıktı sahneye. Adnan Abi söylenecek çok şey var deyip bırakmış. Bazıları Materazzi'nin
"You all deserve it, you fucking muslims and dirty terrorists."

dediğini iddia ediyor. Ağır bir tahrik olduğu kesin ama eğer Materazzi gerçekten böyle bir şey demişse adi oğlu adi şerefszini de en alasıdır. Bir insan anlık bir sinirle küfür edebilir ama böyle bir cümle kurması için ruh hastası olması lazım.

Ve eğer Zidane ona sırf bu cümlesinden dolayı o kafayı yapıştırmışsa ve alın Dünya Kupanızı iliştirin bir yerlere tafrasıyla soyunma odasına gitmişse heykeli dikilecek adamdır.

Trükiye'siz zaten tatsızdı iyice kötü oldu kupa.

jean

fransaya yazik oldu son defa zindane la kaldirsaydi kupayi harika olacakti ama zidane futbolu birakmasina ragmen ortaya koydugu futbolla en yenilere tas cikartirim dedi

salihcakir

futbol kalitesi tabi ki kimseyi tatmin etmedi. ama değinilmesi gereken önemli bir konu olduğunu düşünüyorum.

şu gerçek bir kez daha görüldi ki endüstriyel futbol her geçen gün uçurumların daha da açılmasını beraberinde getiriyor. yarı finalistlerin tümünün avrupa'dan olması, eski turnuvalarda yaşamaya alıştığımız afrika veya güney amerikalı süprizlerin azalması belki de hiç yaşanmaması, turnuvanın hiç şüphe yokki mat geçmesinin nedenleri. türkiye de karşı çıkmaya çalıştığımız düşünce tarzının tüm dünyada da egemenleşmeye başladığının çok açık bir göstergesi oldu Almanya-2006.

mican 55

samsuni bu yazıyı bizimle paylaştığın için sagol. burada en çok dikkatimi çeken yazarın Zidane hakkında hem söylenecek çok şey var hem de hiç  birşey yok demesiydi.bir futbolcunu ancak bu kadar güzel tarif edilir. Zidane oynadığı futbolla herkesi kendine hayran bıraktı. -ben kimseye hayran olmam sadece yaptıgı işe hayran olur ve başarıyı ayakta alkışlarım- Zidane'nın göze hoş gelen etkili futbolu harika bunun üzerine çok şey söylenir ancak Zidane gibi bir futbolcunun kendisine küfür edilmesini bahane göstererek kafa atması affedilir cinsten degil. kendisini oyundan attırmak için yapılmış bir oyun oldugunu anlamıştır mutlak buna ragmen kendisine hakim olamıyorsa söyleyecek birşey yok gerçekten belkide materaziyi o iş için görevlendirmişlerdi ve başarılı oldular takımını yalnız bıraktı henry nin de oyundan çıkmsıyla en iyi penaltıcılarını kaybeden fransa kupayı kaybetmedi hediye etti adeta.burada kasa atmak yerine sende onun bacısına anasına küfür et dışarı atılmaktan daha iyidir.şayet küfür etmeyen biriysen maç bitimini bekle öyle kafa at. tabiki bunlarda dogru degil en dogrusu materazi gibilerini adam yerine koyup canını sıkmamak. bırak it ürümeye devam etsin. köpekler istiyor diye atlar kendini öldürmez ama zidane materazi istiyor diye kendini harcadı. ödülü hak etmiyor ödül verilmemeli hareketleriyle örnek olması gereken bir kişi milyarlarca insanın önünde öyle yapmamalı.futbolu ödülü hak ediyor ama hareketleri etmiyor ödülü sadece başarıya degil davranışlara da bakarak verirler şöyle söyleyim bir öğretmen çalışkan ama terbiyesiz bir ögrenciye ne gözle bakar zidane terbiyesiz degil belki ama ara sıra böyle hareketler yapıyor hoş degil hiç. spor sevgi barış ve dostluk demektir birileri bunu bozmaya çalışıyor diye onlara uymamak gerek o yüzden materaziyi konuşmaya deger bulmuyorum onun gibileri vicdanıyla başbaşa kalacak

kerem55

ilk başlarda moralimi bozmamıştım düzelir, güzel maçlar olur dedim ama 2006 yıldızsız ve unutulmaz maçsız bir kupa olarak kaldı aklımda. Zidane'nın son hamlesi de olmasa ne knuşacaktık

yaman55

brezilya tam bir hayal kırıklığıydı 2002 deki türkiye orda yüzde yüz kupayı alırdı