Survivor!

Başlatan **KaR6**, 27 September 2010, 23:42:08

« önceki - sonraki »

**KaR6**

27 September 2010, 23:42:08 Son düzenlenme: 28 September 2010, 00:05:02 Ant55
   Türk TV'lerinde geçtiğimiz yaza ilginç bir yarışma programı damgasını vurdu malumunuz; Survivor. Bilmeyenler için özet geçeyim, adada yaşan bir grup insanın zor şartlarla ve birbirleriyle mücadelesini konsept olarak benimseyen bir formatı var. Ancak Türk versiyonlarında durum hep farklı olur. Kulisi iyi yapan, canayakın olan yarışmacılar bir araya gelir ve grubun sevilmeyeni gönderilmek istenir oy birliğiyle. Son olarak ise, sunucu gönderilenin adadaki hayatını temsil eden ateşi söndürür ve ritüel tamamlanmış olur.
***
 
  Nerden bağlayacağımı anlamışsınızdır sanırım. Konu Samsunsporumuz'un şu an ki durumu olunca benzerlikler oldukça göze batıyor. Takımın içinde gruplaşma olduğu gün gibi ortada. Dönen kulisleri tahmin edemiyoruz. Gruplaşmanın olduğu kesin de, kaça bölündüğünü de bilemiyoruz! Adanın, pardon takımın sevilmeyeninin ise Hüseyin Kalpar olduğu fısıltı gazetelerinden günlük gazetelere terfi etti bile! Olanları anlamak için bir şeyler duymaya gerek yok. Sahada oynanan oyunu, yüz ifadelerini, ruhsuzlukları görmek, sinirinden roman bile yazdırır insana. Futbolcu-Teknik Kadro çatışmasından daha kötüsü ise, olası bir Teknik Direktör-Teknik Ekip karmaşıklığı! Umarım kendi aralarında da bir sıkıntı ve anlaşamamazlık durumu yoktur. Eğer öyleyse, vay halimize!
***
 
  Bu 'gruplaşma' ile ilgili olarak akla gelen isim Cenk olsa da, işin için yüzüne bakıldığında Cenk'ten önce de Hocaya karşı tavır alındığının, fakat 'nasıl olsa gider' telkinleriyle futbolcuların rahatlatıldığı ortaya çıkıyor. Bu kafa yapısıyla futbolcudan alınan verimin ne kadar fayda sağladığı ortada: 4.5 maçta atılan bir gol, iyileşir diye bekledikçe kötüye giden bir takım oyunu, mücadeleden uzak bir takım yapısı ve hayal kırıklığı yaratan yıldız oyuncular!
***

  Önümüzde 15 günlük bir süre var. Yönetimin iş işten geçmeden mevcut sorunlara el atması ve bir çözüm bulması gerekiyor. Ya hocayı ve takımı ortak bir noktada buluşturacaklar ya da hocanın bavulunu birlikte toplayacaklar. Bana kalırsa takım kararını verdi ve Hüseyin Hoca'nın görev süresini temsil eden ateş çoktan söndü bile'